KARAMANOĞLU DEVLETİNİN SON BAŞKENTİ KONYA

0
725

Karamanoğullarının İade-i İtibarı- 7

Selçuklu İmparatorluğu 1077 yılında kuruldu 1308 yılında yıkılarak yerini Karamanoğullarına bıraktı.

Selçukluların 230 yıllık bu hanedanlığının yirmi yılı (1077-1097) İznik’te geçtiğinden Konya’daki saltanatları 210 yıl sürmüştür.

Bu 210 yılın otuz yılında da (1277-1308) Anadolu Selçuklu devleti Moğol valilerce yönetilmiştir. Bu durumda imparatorluğun Konya’da hanedan olarak saltanat ve ikametleri 180 yıldır.

Karamanoğulları Konya’ya 1308 yılında yerleşerek burayı Darulmülk yani başkent yaptılar bu durum Osmanlı İmparatorluğuna ilhakı olan 1478 yılına kadar sürdü.

Buna göre Konya 170 sene Karamanoğullarının payitahtı olmuştur.

Doğal olarak Selçukluların yıkılmasından sonra gerek Osmanlılar gerekse İlhanlılar Konya’yı ele geçirmek için zaman zaman harekete geçseler de başarılı olamadılar. Zira Karamanoğulları Selçukluların yetmiş yıldan beri bağlısı bir beylik olarak Konya’nın kendi hakları olduğuna kesin olarak inanmışlardı.

Hatta 1277 yılından itibaren Konya’yı Moğol valilerin yönetmeye başlamasından sonra bu şehri ele geçirip Moğolları sürmek için iki defa harekete geçtiler. Bunların birisi, adına karamanda KMÜ kurularak bir kahraman olduğu tescillenen Karamanoğlu 1. Şemseddin Mehmet Beydir ki detaylarını “Dil Bayramı Konya’da Yapılmalı” adlı bu serinin son makalesine bırakıyorum.

Konya Osmanlı payitahtı İstanbul’a 700, İlhanlı payitahtı Tebriz’e ise 1500 kilometredir. Konya Karamana sadece 100 km mesafededir.

Biz burada bütün atalarımızı saygıyla ve minnetle anıyoruz. Onlar şu anda belki birbirleriyle görüşüyorlar, dört günlük dünya için neden birbirimizle didiştik diye, hayıflanıyorlardır.

Ama şükür ki Konya’nın 170 senelik Karamanoğlu Devleti payitahtlığı sırasında kan döküldüğü de söylenemez.

Çünkü bu yüz yetmiş yılın en çetin dönemi olan son yüz yılında (1375 – 1475) Osmanlılarla Karamanoğulları çok yakın akraba oldular. Alaeddin Halil beyden sonraki bütün Karaman beyleri Osmanlı kızlarından olup Osmanlı torunudur.

“İbrahim Bey, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid Han oğlu Çelebi Mehmed’in kızı Sultan Hâtun ile evlenmiş ve bu evlilikten Kasım, Pir Ahmed, Alâ’ed-din, Karaman, Nûre Sofu ve Süleyman adında altı çocuğu dünyaya gelmiştir. İbrahim Bey’in büyük oğlu İshak ise bir cariyeden olmuştur.” *

Bu bağlamda 40 yıl Konya tahtının sultanı olan Karamanoğlu beyi 2. İbrahim (1423 – 1464) ile Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet baba oğul gibidir. Fatih Sultan Mehmet, 2. İbrahim beyin Gülşah adlı kızıyla evlidir. Hatta 1475 yılında Konya ve Karamanı tam olarak ilhak ettikten sonra Karaman eyaleti valisi olarak ikinci İbrahim’in kızı Gülşah hanımdan olan oğlu Şehzade Mustafa’yı atamıştır.

Bu atamadan sonra Karaman Eyaleti kurulmuş ve başkenti Konya olmuştur. Başkenti Konya olan Karaman eyaleti tam 400 sene sürmüş ve 1865 yılında eyaletten vilayete geçilmiştir. Bu arada Karaman da Larende adıyla Konya’ya kaza olarak devam etmiştir.

İkinci İbrahim Bey, birinci Murad’ın, dedesi Alaeddin beyle evlenen Nefise adlı kızının torunudur. Başka bir deyişle Fatih Sultan Mehmet Han hazretleri ile çok yakın akrabadır. O kadar gerginliğe rağmen, Konya önlerinde kurulan savaş meydanı her defa bu hısımlık ve akrabalık bağlarının tavassutuyla kansız dağılmıştır.

Karamanoğulları Devletinin Kanunisi olarak bilinen, sağlığında Konya ve Karamanda 65 İslam – Türk medeniyeti eseri bırakan ikinci İbrahim’in kırk bir yıllık hükümdarlığının yirmi beş yılı Fatih’in babası ikinci Muratla, on beş senesi ise Fatih’in kendisiyle eş zamanlı olarak geçmiştir. İkinci Murat Han Karamanoğlu ikinci İbrahim Bey’in ikinci kuşaktan kuzenidir. İkinci Murat Han birinci Murat hanın Yıldırımdan olan Çelebi Mehmet’in oğludur. İkinci İbrahim de birinci Murat’ın Karamanoğlu beyi şehit Alâeddin ile evli Nefise Melek adlı kızının oğlu ikinci Mehmet Beyden olma torunudur.

Konya, Selçukluların olduğu kadar onlardan sonra Karamanoğullarının da payitahtı olduğu bir gerçektir. Konya’nın her iki hanedana Dârulmülk / Saltanat yurdu olma süresi neredeyse eşittir. 170 – 180 yıl.

Bunu kanıtlayan soyut ve somut (mücerret ve müşahhas) şahitlere gelince:

Soyut kanıtlar:

Karamanoğullarının 1308 yılına kadar kendilerini Selçuklu sultanlarının emiri ve yardımcısı olarak görüp bu tarihten sonra ise kendilerini “Sultan-ı muazzam / Büyük Sultan” olarak tanımlamışlardır.

Aşağıda bu hususta birçok kitabede, ithafta ve vakfiyede geçen yazıtlardan örnekler vereceğiz, inşallah.

İkinci İbrahim Bey, Konya Atpazarı civarında  yani Kapı Camii dolaylarında inşa ettiği bir cami için 1445 yılı Nisan ayında saltanatı sırasında kaleme aldırdığı vakfiyede şöyle yazılıdır:

“Allah büyük sultanı vakıf koymaya muvaffak kılmıştır ki o: dünya hakanlarının en büyüğüdür, gazilerin ve tevhit ehlinin yardımcısıdır, asi ve küstahların tepelerine inen kılıçtır, İslam’ın ve Müslümanların yardımcı gücüdür, Hakkı delilleriyle ayakta tutandır, hayrat ve hasenat sahibidir, ibadetlere ve iyilik yapmaya düşkündür, bütün âlemler üzerindeki Allah’ın gölgesidir, âlimlerin ve salihlerin sığınağıdır. Bu sultan, Sultan İbrahim’dir ki büyük emir, Allah’ın rahmetine ve mağfiretine erişen Mehmet’in oğludur, Mehmet de şehadet makamıyla saadete erişen Karamanlı Alâeddin beyin oğludur, – Allah başarılarını daim eylesin, yolunu hayır yoluna bağlı kılsın-.”  (Konya Şer’iyye Sicilleri:Vakfiye no 56-93-1DSCN0195 / 196)

Bu vakfiyede, İkinci İbrahim için yazılan ve söylenen “Bütün âlemler üzerindeki Allah’ın gölgesidir” tabiri, (bu tabire katılıp katılmadığım saklıdır) o sırada (1445) henüz Osmanlı sultanları tarafından bile kullanılmıyordu. Bu tarihte Fatih Sultan Mehmet 12 yaşında Osmanlı payitahtı Edirne’de babasının feragati üzerine tahta oturtulmuştu.

Büyük Hekim Beşir Çelebi 1436 yılında tamamladığı, 600 büyük sayfadan oluşan Mecmuatü’l-fevaid adlı Şifa Ansiklopedisini Konya tahtında oturan İkinci İbrahim beye şöyle ithaf eder:

“Bu kitabın kaleme alınmasına yol açan ve önder olan sebep: Acemlerin Sultanı, milletlerin hâkimi, kalem ve kılıç sahibi, Acem ve Arapların iyi işlerinin kefili, Suskunlar Yurdunun mülkünün varisi, güvenlik sancağını yükselten, dünyanın en adaletli sultanı, Yunan memleketlerinin önderi, parlak ve aydınlık İslam dininin Allah’ın inayetiyle yardımcısı, Mehmet Han oğlu Karamanlı Sultan İbrahim – Allah saltanatını sürekli, delilini parlak, yardımcılarını güçlü, iktidarını uzun kılsın- Bey hazretlerinin yüce emri ve değerli yazısı olmuştur.” (Mecmûatü’l-fevâid Selanik Nüshası 1. Sayfa)

Kırk yıl Konya Darulmülk’ünde saltanat süren ikinci İbrahim Bey Dokuz Çeşmeleri / Bağrıkurt Su yolu vakfiyelerinde artık kendisini sultan olarak takdim etmektedir:

“Allaha hamd ve resulüne salat ve duadan sonra malum olmalıdır ki bu vakıfname sahibi büyük emir, zahit, emirlerin en şereflisi, Sultanoğlu Sultan, Sultan İbrahim’dir.  – Allah onu rahmetine ve mağfiretine gark eylesin- Vakfiye no 56-93-1DSCN0195 / 196

İkinci İbrahim’in Konya’da inşa edilen bir cami kitabesinde de şöyle Sultan olarak anılır:

Konya’da hükümet konağı yakınlarında Hacı Hasan camiinin mihrap duvarında haricen konulmuş olan kitabenin Türkçesi:

“Bu mübarek camiyi, büyük sultan ve azametli şahlar şahı Alaeddin oğlu Sultan Mehmet zamanında–Allah mülkünü ebedi, saltanatını sonsuz kılsın- Hacı Mustafa oğlu Mürsel –Allah umduğuna nail eyleyip istediğine kavuşmak nasip eylesin- miladi 1410 yılında inşa etmiştir.”

İkinci İbrahim’in dedesi, Karamanoğulları hanedanının üçüncü payitahtı Konya’da 38 yıl hükümdarlık yapan (1360 – 1398) Damat Alaeddin Bey zamanında yazılan kitabelerin en ilginci, ona, Osmanlı Sultanları hakkında şahit olduğumuz, “Zıllüllahi fil’âlem / Allah’ın yeryüzündeki gölgesi / Allah’ın fermanlarını yeryüzünde icra eden sultan” tabirinin kullanılmasıdır. Alâeddin beye birinci Murad’ın kerimesi Nefise Hatunla evli olduğundan, damat denmektedir.

Bu terimin geçtiği kitabe Karamanda Hz Mevlana’nın annesi Mümine Hatun zaviye / türbesinin dergâhı kapısı üzerinde olup Arapça ibarelidir:

Emera bi imâreti hâzâ’z-zâviyeti el-mübâreketi mensubeti ile’l-hurrati kutbu’l-ârifin Sultanu’l-âşikîn Mevlânâ Celâlü’l-halkı ve’l-hakkı ve’d-dîn kuddise sırruhü’l-metin vel’merkadi el-said eş-şehid el-Emir Seyfeddin Süleyman Beğ bin Halil bin Mahmud bin Karaman nevverallahu darîhahü es- Sultânu’l-A’zam zillullâhi fi’l-âlem mâliki rikâbü’l-ümem seyyidü’s-selâtîni’l-Arabî ve’l-acem kâhirü’l-buğati ve’l-mütemerridîn kâtilü’l-keferati ve’l-müşrikîn Ebu’l-fetih Alâeddin bin Halil bin Mahmud bin Karaman Halledallahü mülkehü ve a’lâ evânehü ve nesara a’vânehü fi tarih evâili râbiyülevvel  isneteyn ve seb’în ve seb’a miete mine’l-hicriyye (Silleli Said Evkaf defterleri) 772 / Ekim 1370

 Çevirisi: Hz Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin (KS) annesi Mümine Hatuna ait bu zaviyenin yapılmasını,  Allah yardımcılarına güç versin, saltanatını uzun eylesin, Karaman oğlu Mahmut oğlu Halil oğlu, büyük sultan, Allah’ın cihandaki gölgesi, ümmetlerin metbuu, Arap ve Acem sultanlarının beyi, azgın dinsizlerin ve şirk erbabının katili, Fethin babası, Alaeddin Bey zamanında, Karaman oğlu Mahmut oğlu Halil oğlu, emir Seyfeddin Süleyman Bey tarafından yapılmıştır. Ekim 1370

Buna benzer daha bir çok kitabe Konya Karamanoğlu eserleri alınlarında yazılı ve kazılıdır.

Somut / Müşahhas Kanıtlar

Karamanoğullarının İslam Türk medeniyetine yaptıkları inşaat alanındaki katkıları genellikle 1300 yılında başlar ve kendi Osmanlıya iltihak tarihleri olan 1475 yılına kadar sürer.

Bu eserler Ermenek’te de, Karamanda da, Konya ve diğer bağlı illerde de aynı tarih aralığındadır.

Bu hususta üç değerli kaynaktan Konya merkezdeki rakamlar vereceğim:

1- Konya Vakıflar İdaresi Başkatibi Silleli Said Bey Vakıf Defterinde

Konya’da Karamanoğlu Kültür Varlıkları

1- Dokuz Derbendi’ndeki Çeşme

İbrahim Bey’in Dokuz Derbendi’ndeki çeşmesinin akmasının devamı için vakfettiği köy ve yaylaların öşürlerini temin etmekte idi. Daha sonra çeşmenin olduğu mevkiye otuz haneli bir muhacir köyü teşkil edilerek çeşmenin suyunun akması muhacirler tarafından temin edilmiştir.

2- Karamanoğlu İbrahim Bey’in âsâr-ı hayriyesi şunlardır: Konya’da mescit, medrese, imaret, Çumra’da cami-i kebir ve Dokuz Derbendi’nde çeşme

Karaman’da türbe, imaret, mescid. Ereğli’de cami-i kebir. Çumra’da cami.

Şimdi medrese, mescit, imaretten bahs edelim. İbrahim Bey’in medrese, mescit, imareti hakkında vakıfname elde edilemedi. Medresenin nam-ı kadîmi

Unkapanı Medresesi’dir. Bu medrese atmış sene evvel büyük ve kargir bir künbed etrafında talebeye mahsus hücrelerle müderrislere ait dershaneyi yine kargir mescidi hâvi idi. Harap olan bu müessese yıktırılarak yine kargir olmak üzere ortası açık on beş hücre ve üç dershane ve minareyi ve mescidi ve bir miktar bahçe ile bir havuzu hâvi medrese vücuda getirilmiş ve medresenin şark  cihetine imaret namıyla iki odalı ahşap bir bina yapılmıştır.

3- Karamanoğlu İbrahim Bey Medresesi

Karamanoğlu İbrahim Bey Alaaddin eteğinde bir medrese  bunların mesalih ve mühimmatına karşılık olmak üzere birtakım kurâ âşârıyla Şerefeddin Camiicivarında Çifte Hamamı ve un kapanı vakfetmiştir. Medrese yıktırılıp ortası açık etrafı bahçelikli sekiz on odalı bir medrese ve mescitle ve minaret yapılmış müderrisliği Hadimî Mehmet Efendi üzerinde ve mescidin imam müezzin ve şeyhülferrâş vesair cihetleri müteaddid eşhas üzerinde bulunurdu. Fakat unkapanı mülke mukalleb olunmuş, imaretten eser kalmamış, vâkıfın hücrede cami-i kebiri, İstanbul Caddesi’nde, Dokuz Derbendi’nde  ?,  Ereğli’de(?) kâr(?) cami-i şerifle hamamı, müteaddid dükkanı ve Karataş Mescidi vesairesi vardır. 1295 senesinde vefat ederek Şems Kabristanı’na defnedildiği kabrindeki kitabeden anlaşılan müderris-i mûmâileyh zamanının hayır ve fuzalasından olduğu mervidir.

4- Taşkun Baba Zaviyesi

Karamanoğlu Mehmet Bey oğlu Alaaddin Bey oğlu Mehmet Bey oğlu Sultan İbrahim kıdvetü erbab-ı menakıb ve kutb-i imam-ı meşayih-i Horasanî Taşkun Baba için Dedemoğlu karyesinde bir türbe ve züvvar ve müsafirîn için bir zaviye bina etmiştir.

5- Çarşıda Bulgur Dede Tekkesi

Bu tekke kargir bir mescidi sağ cenahında bir hücre son cemaat mahallinde bir kabri ve mescidin altında bir mağaza ve hücrenin ittisalinde bir dükkanı hâvidir.

6- Meram’da Mehmet bin el-Hâc Hızır Bey Cami-i Şerifi

Mehmet Alaaddin-i Karamanî zaman-ı saltanatında Mehmet bin el-Hâc Hızır Bey el-Hatîbî Meram’da bir cami-i şerif bina etmiştir.

Bâlâdaki vesâikten cami-i şerifin Karamanoğlu Mehmet Alaaddin Han’ın oğlu İbrahim Beylerin zamanında Mehmet bin el-hâc Hızır Bey el-Hatîbî tarafından bina edildiği tebeyyün eder.

 2- Karamanoğulları Dönemi Mimarisi: Osman Nuri Dülgerler Türk Tarih kurumu 2006 Ankara

Cami – Mescit

İplikçi Camii 1371

Fahrunnisa Mescidi 1376

Dursunoğlu Camii 14. Yüz yıl

Kadı Mürsel Camii 1410

Meram Mescidi 1402

Tahtatepen Camii 1434

Şerafeddin Camii 1441

Şazbey Ağa Mescidi 15. Yüz yıl

Nasuh Bey Mescidi 15. Yüz yıl

Şeyh Vefa Camii 15. Yüz yıl

 

Eğitim Kurumu: Medrese Zaviye

Ebu İshak kazeruni Zaviyesi 1418

Hasbey Daru’l-huffâzı

Meram Daru’l-huffâzı 1424

Ali Efendi Muallimhanesi 1429

Pir Hüseyin Bey Daru’l-huffâzı 1427

Zerger Ahmet Daru’l-huffâzı 1466

Paşa Hondi Daru’l-huffâzı

Demirkapı Daru’l-huffâzı

Hacı Yahya Daru’l-huffâzı

Hoca Salman Daru’l-huffâzı

Has Yusuf Ağa Daru’l-huffâzı

Şükran Daru’l-huffâzı

Hoca İbrahim Daru’l-huffâzı Hondi Hatun Daru’l-huffâzı

Bağdat Hatun Daru’l-huffâzı

Hoca Ömer Daru’l-huffâzı

İbrahim Bey imareti

Unkapanı medresesi

Molla medresesi

Muiniye medresesi

Dursunoğlu medresesi

Bu eserlerin tamamı 15. Yüz yıl eseri olup ilk dördü günümüze gelebilmiştir.

 

Türbeler – kümbetler

Mevlana kümbeti 147. Yüz yıl

Şücaeddin türbesi 1349

Turgutoğlu türbesi 1431

Ulaş Baba kümbeti 14. Yüz yıl

Fakih Dede kümbeti 1455

 

Hanlar

Pamukçu Han Hatun saray yolu 14. Yüz yıl

Kavak hanı Derbent 14. Yüz yıl

Zalmanda hanı Altınekin 15. Yüz yıl

Zıvarık hanı Altınekin 15. Yüz yıl

 

Hamamlar

Meram hamamı 1423

Mahkeme hamamı 1463

Fenari hamamı 1428

Ali, Murad hamamı 1476

Şaz bey ağa hamamı 1424

Piri Bey hamamı

İlk iki hamam halen kullanımdadır.

 

Suyolu

Bağı kutlu Dokuz çeşmeleri 1455

İkinci İbrahim beyin hakkında vakfiyesi bulunan eserlerimden birisi. Dokuz hanı civarında ama şu anda yok.

Konya’nın Karamanoğlu başkenti olduğu dönemde kendilerine bağlı:  Aksaray, Alanya, Anamur, Ermenek, Çumra, Ereğli, Gülnar, Karaman, Niğde, Nevşehir, Akşehir, Cihanbeyli, Kayseri, Erdemli, Silifke ve diğer sayamadeığımız şehir ve beldelerde her alanda yüzlerce eser bırakmışılardır.

 

3- Türk Kültür Varlıkları Envanteri 42 Prof. Dr. Haşim Karpuz Türk Tarih Kurumu Ankara 2009

Üç büyük ciltlik bu büyük eserde Konya Merkezde Karamanoğullarının inşa ettiği 16 kültür varlığı yer alıyor.

1- Ak Cami / Şaz Bey Camii 1424: Meram Pinari Mahallesi İnce Minare Caddesi 395. Sokaktadır.

2- Tahir Paşa / Dursunoğlu Camii: Meram Şekerfüruş Mahallesei 14. Yüz yıl.

3- Meram Tavus Baba Mescidi 1419: Meram Yorgancı Mahallesi. Karaman beyi Alaeddin oğlu ikinci Mehmet Bey dönemi.

4- Şems-i Tebrizi Camii ve türbesi 15. Yüz yıl: Karatay ilçesi Şerafettin Camii kuzeyindedir.

5- Tahtatepen Hacı Adil Camii 14 – 15. Yüz yıl: Karatay Tahtatepen mahallesi.

6- Ali Efendi Muallimhanesi 1429, Karatay Şerefşirin Mahallesi, Şerafettin camii karşısı.

7- Darulhuffaz: Meram Tavus Baba camii bitişiğindedir, 1424 yılı yapımıdır, şu anda mescittir.

8 Hasbey Darulhuffazı (Kur’an kursu- Hafız yetiştirme yeri) Meram Gazi Alemşah Mahallesi Hacı Hasbey sokaktadır. 1421 yılında Hatıplı Hacı Hasbey oğlu Mehmet inşa etmiştir. Kitabesinde zamanında Konya hâkimi Karamanoğlu Alaeddin Bey oğlu ikinci Mehmet kast edilerek şöyle deniyor:

Allah şanını yüceltsin, Hatip soyundan Hacı Hasbey oğlu Mehmet bu yeri Alaeddin oğlu Sultan Mehmet’in – Allah saltanatını daim kılsın- devleti günlerinde yaptırdı ve 824 senesinde Darulhuffaz kıldı.

9- Ebu İshak Kazeruni zaviye ve türbesi 1418: Selçuklu Beyhekim Mahallesindedir. Karamanoğlu Alaeddin Bey oğlu Mehmet Bey yaptırmıştır. Kitabesinde Mehmet Bey için Büyük Sultan tabiri kullanılır: büyük sultan ve hakan hayır hasenat sahibi, şehit, merhum ve bağışlanmış Alaeddin bey oğlu, Sultan Mehmet – Allah memleketini daim ve hayrını kabul etsin – şeyhlerin ve Salihlerin kutbu Kazerunlu, şehriyar oğlu Ebu İshak İbrahim’e ait bu zaviyenin yapılmasını 821 yılı Rebiyülevvel ayında emretti.

10- Emir İshak Bey türbesi 14. Yüz yıl: Şems Parkı içindedir.

11- Fakih dede türbesi 1456: Karatay Fakih dede Mahallesi Pir Esat türbesi kuzeyindedir.

12- Pir Esat (Pisili) Türbesi 14. Yüz yıl: Karatay Abacı Seyit Mahallesindedir.

13- Turgutoğlu türbesi / Kuşlu Kümbet 1432: Meram Sadreddin Konevi mahallesi askeri hava hastanesiyle karayolları lojmanı bahçesi arasındadır. Şimdi Mevlana müzesi bahçesinde olan kitabesinde Karamanoğlu ikinci İbrahim için “Sultan İbrahim” tabiri ve ona yapılan övgüler dikkati çekmektedir:

Bu mübarek türbenin yapılmasını 815 yılı Şevval ayında, büyük sultan, muazzam şehinşah, ümmetlerin rikabının maliki, Arap ve Acem sultanlarının seyyidi, Karamanoğlu Mehmet’in oğlu Sultan İbrahim’in hükümdarlığı zamanında Turgutoğlu Emirşah zade yüksek haysiyetli büyük emir pir hüseyin bey emretti.

14- Hasbey Hamamı 1424: Meram Yotrgancı mahallesi, Meram çayı köprüsünün güney ucundadır. Kitabesinde Karamanoğlu Sultan İbrahim zamanında yapıldığına atıfta bulunuluyor.

15- Mahkeme hamamı 1464: Karatay Şerafettin Camii karşındadır.

16- Kazanlı Medresesi 1464: Alaeddin kuzeyinde bugünkü Gazi Mustafa Kemal ilkokulunun yerinde idi. Karamanoğlu İbrahim Bey dönemi eseridir.

(Bu makalede geçen vakfiye ve belgeleri isteyen bilim camiasına verebilirim.)

* İbrahim Bey Devri (1423–1464) Karaman-Osmanlı Münasebetleri

Yrd. Doç. Dr. Bilal Gök / Kafkas Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi

 

 

 

 

 

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz